Ana Sayfa | Tanıtım | Referanslar | Yöreler Ve Giysi Örn. | Yazılar | Sipariş Formu | Ulaşım | Site haritası | İlkÖğretim Kostümlerimiz | Basında ÖZKAN KOSTÜM |
HalkDansları Kostümlerinde Bir Numara...

Yarışmalarda Müzik ve Kostüm Uzmanı Bulunmalı mı?
Vote

Döviz Kurları
 AlışSatış
EUR 2.8748 2.8800
USD 2.2557 2.2598
Diğer Kurlar









Halk Dansları ve Müzikleri


İlhan ÇİFÇİ
EFE-DER Bşk. Yrd.

HALK DANSLARI ve MÜZİKLERİ

Halk Dansları ve Müzikleriyle ilgili olarak, bulunduğumuz noktadaki en son tabloya bir göz atacak olursak; yaşamımızın her alanında karşı karşıya kaldığımız kolaycılık, az emek çok kazanç, draje haline dönüştürülmüş sözde akademik ve çağdaş bakış açıları, popülasyon sağlamaya yönelik söylemler, kısacası rantçılık felsefesini bu alanda da görüyoruz.

Örneklemek gerekirse; halk danslarının sergilendiği, turistik amaçlı gösteriler (!), yarışmalar, derneklerin geleneksel geceleri, devlet erkanını karşılama ve gönderme merasimleri, siyasi partilerin, belediyelerin ve kitle örgütlerinin kültür ve sanat şenliği çorbaları, ne oldukları değil, nereli olduklarıyla sosyal statülerini güçlendirmek isteyen para babalarının sünnet ve düğün eğlenceleri gibi etkinliklerde izleyebildiğimiz halk dansları toplulukları, Türkiye'nin dört bucağından halk danslarını sergilerken, yerine göre, bir davul, bir zurna ve bir akordeon, ya da bağlama, kabak kemane, kaval, koltuk davulu (Koltuk davulunun yerini bazan darbuka da almaktadır.), yine yerine göre, batı sazlarıyla destekli geniş orkestraları ve eşlikçiliklerini, tercih etmektedirler.


Bu tercihlerin, dolayısıyla bu gösterilerin Halk bilimsel (Yani Folklorik) kaygılarla yapıldığını söylemek biraz güç. Aksine bu etkinliklerde daha çok izleyicinin, düzenleyicinin ya da değerlendiricinin (Jüri gibi) şablonladığı içeriğe uygun gösteriler hazırlayabilme çabası temel kaygı halindedir.

Bu etkinlikleri gerçekleştirenler kimlerdir:
  • Dernekler
  • İlköğretim, ortaöğretim, üniversite düzeylerinde eğitim veren okullar
  • Kültür Bakanlığına bağlı olarak oluşturulmuş topluluklar
  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı olarak oluşturulmuş topluluklar
  • Üniversitelerimizin Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlıklarına (Eski MEDİKO) bağlı olarak oluşturulmuş topluluklar
  • Ve en önemlisi, Üniversitelerimizin bünyesindeki Devlet Türk Halk Musikisi Konservatuarları, Türk Halk Oyunları ve Türk Halk Musikisi Bölümleri

    Adı geçen bu kurum ve kuruluşların tüzüklerinde ya da yönetmeliklerinde "Amaç" başlığı altında geçen standart cümleyi bir hatırlayalım:
    " Türk Halk Kültürünü ve Folklorunu araştırma, öğrenme, yayma, yaşatma ve çağdaş uygarlıklar seviyesine (muasır medeniyetler de denmiş olabilir) taşıma......"

    İşte sorunun sarmal olduğu nokta!


Tam da bu noktada konunun biraz derinleşmeye ihtiyacı var.
"...Oyun herşeyden önce isteğe bağlı, gönüllü bir eylemdir. Ismarlama ya da zorlama oyun, oyun değildir, olsa olsa oyunun zoraki bir benzeğidir. Bu bakımdan boş zamanlarda yapılır(1). Ancak oyun bir ritüel, ya da bir tören olduğu zamandır ki bir görev, bir ödev kavramıyla birleşir..."(2)
Bununla denilen şu anlama gelir ki; "Oyun" genel tanımlaması altına yerleştirdiğimiz halk dansı, orijininde törensel bir eylemdir. Evrene değgin olma özelliğiyle de ritüeldir. Ritüeller araştırılıp öğrenilme ve sistematik bilgi olarak dizgeleştirilme özelliğine sahiptir. Ritüelin kendisi, tanıtma, bilgilendirme, veri olarak kullanılmasını sağlama eğilimleriyle sergilenebilir. Ama, doğal ortamı mümkün olduğunca muhafaza edilmeye çalışılarak; Çünkü bu bir akademik aktarımdır.

- Yazının başında belirttiğimiz hangi tören(!) koşulları, ritüel olduklarını iddia ettiğimiz Halk Danslarının doğal koşullarına benzemektedir?...
- Bu sergileme alanlarından hangisi halk kültürümüzü araştırmaya, öğrenmeye, yaymaya, çağdaş kültür değerleri haline getirmeye hizmet etmektedir?...
- Ayrıca halk kültürümüz, hangi halle çağdaş kültür değerleri arasında yer almalıdır?...


Son 10 yılda, Halk Danslarıyla ilgili kurumların "sanat" sözcüğünü kullandıklarına sık sık şahit olduk. Yani Halk Dansları çalışmaları yapan, bu amaçla eğitimler veren kurum ve kuruluşlar, rağbeti ya da moda deyimle tirajı arttırabilmek için çeşitli arayışlara yönelme ihtiyacını duymuş ve dansların sahnelenmesiyle ilgili sorunlarla ilgilenmeye başlamışlardır. Bu amaçla sahneleme düzeneklerinde değişiklikler yapmış, oyunların eşlikçiliğini yapan çalgıların sayısını ve niteliğini arttırmışlardır.Bizler de, danslarda, izleyiciyi şoke etme, çarpıcı varyasyonlar geliştirme (papatyalar, kareler, içiçe geçmiş üçgenler, çift çizgiler, iç-dış daireler ve kombinasyonların dönüşüm hızının arttırılması v.s.); müziklerdeyse, çalgı partisyonlarının, popüler müzik kültürüyle beslenmeye alışkın kitlelerin hemen benimseyebileceği atraksiyonların yer aldığı biçimde, armonik zenginlik kaygısı güdülmeksizin, solo çalgıların kerizleriyle şenlendirildiği(!) değişikliklere gidildiğini hep beraber gözlemekteyiz.

Bu durumda sorulması gereken soru, nasıl yapıldığı değil, neden yapıldığı ve ne yapılması gerektiği sorusudur.Bizim ilgilendiğimiz de bu sorunun cevabıdır.

SÜRECEK.....

(1) Metin AND, "Özgür İnsan ve Boş Zamanları Değerlendirme Kavramı", Özgür İnsan, Aralık 1972, Sayı 7
(2) Metin AND, "Oyun ve Bügü", İstanbul 1974, 1. basım, Sayfa 14

 3117 Sok. No: 5 Bozyaka - İZMİR | Tlf.: +90 232 226 08 18 (Pbx) | info@kostumcu.com
  Content Edited by İlhan Çiftçi - 2003© Copyright by Atilla ÖZKAN